rüyada boşluğa düşmek

tuzlu kahve

    müstakbel eşine kıyıp da bunu yapmayanlar evlilik hayatları boyunca "ah, neden yapmadım? keşke yapsaydım..." diye kendilerini yiyip duracaktır. o yüzden hiç acımayın ve yapın.
    (15.03.2012 15:24)

göbiş

    bildiğin göbek. paketletip süslesen, şirin şirin yeni isimler de taksanız kilonuz değişmiyor malesef. göbek o, göbeek!
    (14.03.2012 18:49)

bireysel emeklilik

    bu ay itibari ile aylık 100 tl ile katıldığım gelecek yatırımı'm. inşallah 56 yaşımı görür de çatır çatır yerim bu paracıkları...
    (14.03.2012 18:48)

kıvanç tatlıtuğ

    meltem cumbul'un kendisini nasıl tavladığına kafamın bir türlü basmadığı, basmayacağı gılman.*
    (14.03.2012 18:47)

azra akın

    bir an evvel kıvanç tatlıtuğcum ile evlenmesi gerekiyor. kıvanç'ın kendisiyle evlenmesine katlanabilirim; ama bir başkasıyla asla!!!
    (14.03.2012 18:46)

geriye bakmamak

    şayet geride kalan sizseniz yüzünüze bakılmamasından daha çok koyan eylem. zira "beni bırakıp gidemez.", "döner gelir mutlaka..." diye alevlendirmeye çalıştığınız son umut kıvılcımı da söner gider, böylece.

    (bkz: beklemekten vazgeçmek)
    (14.03.2012 18:43)

eskinin türküsü

    her şeyin gelip geçiciliğini yüze tokat gibi indiren, vefasız bir afşar timuçin şiiri.

    "bir biçimde bilsem de adını,
    seni bir türlü tanıyamam."
    (14.03.2012 18:42)

herkes gider mersin e ben giderim tersine

    o kadar da kötü bir şey değil, aslına bakılırsa. en azından trafik probleminiz olmaz. gideceğiniz yere kolayca varırsınız.
    (14.03.2012 18:41)

sendelemek

    heyecandan olur, bazen.

    "ayaküstü duramam,
    seni gördüğüm yerde."

    (bkz: nefesim nefesine)
    (14.03.2012 18:38)

gelmedin

    seçme şiirlerinden oluşan rüveyda adlı kitabında yer alan nurullah genç şiiri. umut etmenin ağırlığı ve beklemenin verdiği yorgunluğu anlatan kifayetsiz sözlerle dolu.

    gelmedin; son hayal de yanıp yanıp kül oldu
    bu deruni kavgada kırılan gönül oldu
    şimdi menziller elem; yürek duman; sine çak
    devleri mahkum eden hayatım şimdi helak
    gelmedin; yıldırımlar düştü hülyalarıma
    nasıl kıydın be zalim, masun rüyalarıma
    sana doğru her adım neden hep ölüm sunar
    seni her andığımda, renk solar, desen yanar

    hangi rüzgar sabırla böyle koşar ardından
    hangi el nakış nakış gergef dokur ardından
    susarsam, anlatır mı seni göklere tarih
    bensiz olur mu sabah, güler mi kara talih
    gelmedin, koptu zincir; parçalandı anılar
    sardı bütün ruhumu tükenmeyen ağrılar
    kalbimin pembe köşkü harab oldu; gelmedin
    bahçesinde açan gül turab oldu; gelmedin
    bil ki, kıyamet kopsa bu ateş sönmeyecek
    heyhat! şair mehtaba bir daha dönmeyecek.
    (14.03.2012 18:38)

cem aydın

    ntv yöneticisi, cansu dere'nin yeni sevgilisi.
    (14.03.2012 18:36)

suri cruise

    isminin anlamını veren ve prenses gibi büyüyen bir çocuk, bu suri hanım.
    (14.03.2012 18:35)

özledim onu

    sözü sıla gençoğlu ve gözde kansu'ya; müziği de sıla gençoğlu ile efe bahadır'a ait sıla şarkısı.

    şarkıdaki çaresizlik hissi ve özlemin tahammül edilemez hale gelişi öyle samimi ifade edilmiş ki bu duygulara yabancı olan bir insan bile sanki bunları çok iyi biliyormuş, hissediyormuşçasına anlıyor, söylenenleri.

    bağıran yalanlara, cehennemi yeniden yaşamaya bile razı olma durumu ise çok aşığın var diyorlar adlı şarkıda geçen "yalan de, yeter bana"' sözünü çağrıştırdı, bana. seven kalp; onsuzlukla başa çıkamayınca, en azla yetinmeye, yalanlar duymaya razı hale gelmiş. her şeye razı. yeter ki sevdiği, özlediği yanında olsun diye. böyle bir şarkı işte, dinleyenin/söyleyenin özlediği kişiyi alıp yanına götüresi geliyor, insanın. "al bak işte, özlediklerin, sevdiklerin burada." demek istiyor.

    "özlediklerimi geri verin
    tekrar onlar özlenir
    onun konuşmayan dilini verin
    o kadar özledim onu

    bağıran yalanları geri verin
    tekrar onlara inanılır
    cehennem olanı geri verin
    o kadar özledim onu

    nereye konur aşk göz önünde bir yere mi?
    güvendiğin kadarıyla her yere mi?
    ilah gibi yaşatırsan, varım dedi
    ne olursa kabulüm, özledim onu"
    (14.03.2012 18:28)

1916 arap isyanı

    şerif hüseyin ayaklanması olarak da bilinen, önderliğini şerif hüseyin'in yaptığı ingiliz destekli isyan, hareket.

    sonrasında arap milliyetçiliği ile bağdaştırılsa da isyanın çıktığı dönemde milliyetçilik ideolojisi ile alakası yoktur. bunun nedeni ise; isyanı çıkaran orduda yaklaşık 3500-5000 arap varsa da onlara karşılık veren cemal paşa yönetimindeki osmanlı ordusu'nda yaklaşık 300 bin arap vardı. haliyle bu isyan; kendi milletinin kaderlerini tayin için değil de daha çok avrupalıların vaad ettikleri şeyler içindi. lawrence of arabia adlı filmde, arapların akabe'ye saldırması sonrasında "no gold, no gold" diyerek hayal kırıklığına uğradıkları sahne de bunu gösteriyor.
    zaten isyancıların çıkardığı isyan beyannamesinde, bu isyanın sebepleri şu şekilde açıklanıyor: 1. cemal paşa, suriye'deki arap entelektüellerini idam etti. 2. mekke'deki halkın durumu kötü. bu da isyancılara müdahale hakkı doğuruyor. 3. ittihatçılar, halifeyi esir aldı.
    bu sebeplere bakınca; çoğunun tutarsız olduğunu görüyoruz. mesela; cemal paşa, suriyelileri mayıs 1915'te idam ederken, şerif hüseyin ise şubat 1915'te isyan için ingilizlerle görüşmeye başlıyor. bu da bu sebeplerin gerçekçi olmadığını gösteriyor.

    isyanın temel nedeni; osmanlı merkeziyetçi politikasının şerif hüseyin'i etkilemeye başlaması. osmanlı'nın ayanlarla başa çıkmakta kullandığı bu eski tavrı, şerif hüseyin'in ayrıcalıklarını elinden alınınca ve ailesinin otoritesinin sarsılmasıyla ortaya problem çıkıyor.

    ulusluk bilinciyle yapılan bir hareket değildi. wilson'ın self-determination haklarını kullanabilmek için sonradan bu şekilde ifade ediliyor. bağmsızlık mücadelesi olarak gösteriliyor. (bizim de resmi tarihimizde bu şekilde yer almasının sebebi ise; arap milliyetçiliği ideolojisinin seküler olmasıdır. osmanlı'yı ötekileştirmek isteyen türkiye de, hüseyin şerif ayaklanmasını milliyetçilik hareketi görerek "onlar bizi arkamızdan vurdu" derler.)
    (14.03.2012 18:27)

sayfa: 1-2-3-4

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.